Lise ile ilgili boş beleş tavsiyelerin bulunduğu bir yazıya daha geldiğini düşünüyorsan yanılıyorsun.

Lise tavsiyelerinde en gerçekçi ve senin daha ileriye gitmene yardım edecek olan yazıya hoş geldin.

Liseyi kazanınca amerikan high school filmlerinde ki lise hayatını yaşayacağı heyecanıyla gelip bir yandan liseyi anlamaya çalışan öğrenciler; her yıl aynı olayı tekrar tekrar yaşayan öğretmenleri ile derslere başladılar. İlk başta kimileri bir heyecan ile derslere asılırken kimileri "sallamayan genç" kafasına erkenden girdi.

Her nasıl başlarsak başlayalım hepimizin ortak bir yönü var:

Lisede ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz ve herkes bize aynı şeyi söylüyor. ÜNİVERSİTE... 

Üniversite dediysem yanlış anlamayın "Üniversite Sınavı".

Tabi herkes tek bir ağızdan aynı cümleleri kurunca insan da uzunca bir süre sorgulamıyor. 

Ta ki iş işten geçene kadar. Aslında bu da iyi, ömür boyu aynı ağızdan çıkan cümleleri dinleyerek yaşadığımızı düşünsenize. Sonuçta;

Sadece bir hayatımız var.😉

Şimdiye dek bilmiş bilmiş konuştuk da artık sadede gelelim. Peki lise de neler yapmalıyım ?

Lise üniversite hayatı için temeller atmamız gereken kurumdur.

Neye yeteneğiniz olduğunu anlamaktan tutun belli başlı hobiler üzerinde ilerlemeye, olmazsa olmaz okuldan kaçmalara, derste uyumalara, son saat sınavlara hazırlanmaya, arkadaşlarla sabaha kadar eğlenceye, dorukta yaşanan 17 yaş aşklarına kadar bir çok şey lise hayatında tadılır.

Neyi yapmak isteyip istemediğinizi daha iyi anlamaya başlar, yetenek sınırlarınızı kabullenmezseniz bile fark etmeye başlarsınız. Kimi zaman bitmesi için can atarken bittiğinde özlemle anacağınız belki de hayatın en neşeli ve tatlı zaman dilimi

• Öncelikle üzerine konuşacağımız kısım, neye yeteneğimiz olduğunu anlamak. 

Bunun için okulda verilen derslerden zaman ayırmamız bile gerekebilir. Tabi çok düşük bir okul ortalaması üniversite sınavında pek işinize gelmez ancak daha değerli şeyler var, gerçek hayatta ne yapacağımız.

Öncelikle zevk aldığınız veya ilginizi çeken bir alan seçmeniz gerekli, bunu bir iş gibi mecburiyet olarak düşünmeyin, seviyorsanız yapın. Unutma bunu zorla yapmamalısın sadece istiyorsan yapmalısın. Mesela sadece geleceğin işi diye, şimdilik insanlara havalı geliyor diye veya arkadaşın yapıyor diye bir şey yapmaya kendini zorlamadığına emin ol ve bu konuda kendine dürüst ol!!

İstediğin konuyu seçince sana gereken gereken tek şey Google ve YouTube. Devamını araştırmaların gösterecek.

Bunun sana en büyük katkısı farkına bile varmadan bir konuyu "öğrenmeyi öğreneceksin". Sonrasında ne yapacağın senin kararın. Sadece başla.

Peki sizce neden okulda bu kadar fazla ders öğretiyorlar(!) . Buna bir örnek üzerinden bakalım.

Örneğin Türkçe dersi, insanlar arası iletişimde yazılı ve sözlü iletişim oldukça önemli bir konuda olduğu için bunlar hakkında bilgi sahibidir olmamız gerekiyor. (Öğretim yönteminin detayına girmiyorum ama yola çıkış mantığı güzel.) Ancak günümüzde teknoloji ile, şehirleşme ile, iklim değişikliği ve başka trendler ile bu ihtiyaçlara yenileri eklenmiştir. Kolay olması açısından sıralarsak:

1- Sözlü İletişim 

Aradığımız bir çok bilgiye ulaşmamızı sağlayan kaynakların yazıldığı, uluslararası iletişimde kullanılacak bir dile ihtiyacımız vardı ve dönemlerin koşullarına göre bu dil kendisini seçtirdi.

Evet bildiniz; İngilizce.

Zaman içerisinde gelişen çeviri uygulamaları ile kaynaklar kolaylıkla ana dilimize çevrilmeye başlayacaktır. Ancak bu çeviri uygulamasının gelişimine kadar olan süreçte ve birebir insan ilişkilerinde dil hala bir ihtiyaç. Maddi imkanların yanında bir kültürü anlamamızı, başka bir toplumun dünyaya baktığı açıyı görebilmemizi sağlar.

Bu dili öğrenirken artık bir çok mobil uygulama konuşarak öğrenme imkanı sağlıyor ve bu süreçte lise hayatında da bol bol izleyeceğimiz yabancı filmler de konuşma konusunda ilerlememize yardımcı olacaktır.

Nasıl öğrenmeyi sevdiğini de zaman içinde sen belirlersin, bizim söylediklerimiz ve okulda her yıl tekrar tekrar anlatılanlar sadece bir teknik, senin için hangisi iyiyse onu zaman içerisinde zaten bulacaksın.

2 - Yeni dünyanın dili

Tabi insanlar ile iletişimde uluslararası bir dil İngilizce. Peki bu inanılmaz çağda hayatımızda sadece insanlar mı var, hayatımıza devam etmek için bir tek insanlarla mı konuşma ihtiyacımız var.

Evet bildiniz; bilgisayara da derdimizi anlatmaya ihtiyacımız var.

Bir işi bilgisayara yaptırmak en verimli yöntemlerden diyebiliriz. Bunun için insanla olduğu gibi bilgisayarla da konuşabilmemiz gerekli. O bizim dilimizi öğrenmeyeceğine göre biz onun dilini öğrenmeliyiz. Yani kodlama.

Bunu duyar duymaz kızmayın hemen, bunu iş olarak yapın demiyoruz; yıllarca geriden gelmeyin diyoruz. Dünyanın İngilizce dışında ortak dilini öğrenmekte geç kalmayın diyoruz. Herkes öğrenmeye yeni başlarken siz zaten biliyor olun. Günümüz çağının koşullarını fark edin, inceleyin ve gerekeni yapın.

Bunun için de dijital yönde şimdilik en mantıklı şey bir kodlama dili. Yazılımcı olacak kadar teferruata gerek duymadan işinizi görecek bir dil. Bunu da nasıl öğreneceğinizi aynı şekilde siz arayınca zaten bulacaksınız. Ama bu bizim de konumuz olduğu için memleketin değerli isimlerinden birisini tavsiye etmeden geçmek vatan hainliği olurdu.

Udemy de kurslarını bulabileceğiniz, javaci.net kurucusu, herkesin anlayabileceği şekilde iyi bir üniversite düzeyinde eğitim veren Volkan istek.

En güzel yönü ise, Udemy de 2 parça halinde yapılan kursun ilk yarısı Ücretsiz yani beleş.

Bu şekilde maddi olarak da bir zarar yaşamadan devam edip etmeyeceğinize karar verebilirsiniz. Kendisini Instagram üzerinden takip ederseniz zaman zaman 2. kurs için ücretsiz kuponlar verdiğine denk geldim oradan da takip edebilirsiniz (Javaci.net).

(2. Kurs ücretli dediysek de korkmayın aman aman yüzlerce lira değil fiyatı)

3 - Ve daha niceleri

• Bunlar dışında en büyük silahımız olan iletişim konusu.
• Değerimize değer katacak görgü kuralları.
• Geldiğimiz yeri anlayıp geleceği tahmin etmemize yardımcı olacak tarih bilgimiz.
• Ekonominin dilini anlamamızı sağlayacak,paramızı değerlendirmeyi öğretecek olan finansal okuryazarlık.
• Bu yüzyılda güvende kalmamızı sağlayacak olan sanal dünyada güvenlik.
• Farklı yeni bir iletişim yöntemi olan videolu iletişim yani bunun için basit montaj teknikleri.
• Yaşadığımız dünyanın geleceğini anlamamızı sağlayacak olan iklim değişikliği gibi trendler hakkında kulaktan dolma olmayan bilgiler.
• Ve bize kendi hayatımız dışında ki hayatları tattıracak olan kitaplar.

Bunların öneminden benim bahsetmeme gerek bile yok. Aynı şekilde yer tavsiye etmeme de. Yukarıda anlattıklarımızı yaptıktan sonra zaten öğrenmeyi öğrenmiş olacak ve eğitim tarzınız üzerine tecrübeler edinmiş olacaksınız. O zaman neyi nasıl yapacağınıza karar verirsiniz, acele etmeye gerek yok.

Her ne kadar eğitim almamız gerekirse gereksin bazı yerlerde koşmak yerine yürümek daha değerlidir ;)

Son ve en büyük tavsiye ile konuyu kapatıyoruz:

Burada ki ak saçlı sevecen dayıyı hatırlıyorsunuzdur.(Prof. Dr. Erhan Erkut)

Böyle bir öğretmene kim ulaşmak istemez, kim ders ve tavsiye almak istemez ki. Dijital çağın bir artısı da burada ortaya çıkıyor. Şimdi katılımı ücretsiz ve katılmasanız bile eğitimlere ulaşabileceğiniz projenin adını bırakıyorum;

"YetGen" Instagram'dan güncel durumları takip edebilir, YouTube üzerinden eğitimleri alıp sadece eğitimi değil o eğitimi neden almanız gerektiğini kadar öğrenip dayatması bir eğitim sisteminin tadını çıkarabilirsiniz.

Bu yazıyı bitirdiysen bir şeyleri umursayacağını düşünüyorum. Tek korkum sadece araştırıp hiç yapmaman. Harekete geçmeye korkman.

Eğer ki bu yazıyı okuduktan yılar yıllar sonra oluşan kişiliğinde bir katkımız olduysa o gün geldiğinde düşüncelerini yoruma yazıp bizi de mutluluğuna ortak edebilirsin.

Sağlıcakla.

Paylaşan